Son zamanlarda ülkemizde “Agile” ve “Scrum” kelimeleri çok fazla duyulmaya başlandı. Özellikle ülkemizdeki büyük şirketler rekabete dayanabilmek için “Çevik Olmak”, “Çabuk Karar Almak”, “Müşteri Odaklı Olmak” için çaba harcıyorlar. Peki nedir bu “Agility” yani “Çeviklik” ve “Scrum Metodolojisi”
Çeviklik ve scrum kelimeleri ilk defa 1986 yılında Haward Bussiness Review da yayımlanmış bir makale ile adını duyurdu. (Makaleye buradan ulaşabilirsiniz). Bu makaleyi yazan iki doktora öğrencisi “Taekichi “ve “Nonaka” 3M, Fuji, Honda, Canon, Xerox gibi dönemin başarılı markalarının yeni ürün elde etme süreçlerini incelemişler ve bazı ortak noktalar keşfetmişlerdi. Bu firmaların yeni ürün geliştirecek olan takımlarında cross – functional yani çapraz fonksiyonlu bireyler olduğunu fark ettiler. Takım üyeleri ürünün gelişmesinde gerekli olabilecek tüm yetkinliklere sahiptiler. Takım üyeleri kendi kararlarını verebilen ve yüz yüze güçlü iletişim kurabilen bireylerdi. Motivasyonları çok güçlüydü. Böyle takımlar günlük toplantılar yapmakta ve hızlı kararlar alıp yeni çözümler üretebilmekteydiler. Yani daha çevik ve esnek davranabilmekteydiler. Taekichi ve Nonaka bu çalışma şeklini “Scrum” a yani “Çarpışma” ya benzettiler ve durumu açıklarken de bu kelimeyi kullandılar. Çevik organizasyonlarda karar verme yetkisi takımlar aracılığı ile tüm organizasyona yayılır ve şirket organizasyondaki herkesin aklından faydalanmaya başlar.
Dikkat ederseniz start up firmalar da benzer kimyaya sahiptir. Çalışanları oldukça enerjik ve motivasyonları yüksektir. Scrum takımlarının da bu ruha sahip olması amaçlanır.
Bu gün artık biliyoruz ki çalışanların motivasyonlarını:
- Yaptığı işi niçin yaptığını bilmesi yani işin amacının farkında olması
- Bireyin kendi kararlarını kendisi vermesi, kendi yaptığı hatalarını fark ederek düzeltmesi,
- Yaptığı işte ustalaşması
- Başarılı olduğunu bilmesi ve takdir görmesi arttırmaktadır.
Bir şirket neden “Çevik” olmak ister? Diye sorarsak:
- Müşterilerle daha iyi ilişkiler kurabilmek,
- Üretkenlik ve kalitesini arttırmak,
- Fırsatları fark etmek,
- Riski erken elimine etmek,
- Değeri erken fark etmek için.
Peki Çeviklik ile Scrum arasındaki fark nedir?
Agile yani “Çevik Olma” yı bir şemsiye olarak düşünürsek bu şemsiyenin altında değişik metodlar bulunur. Bu metodlardan biri de “Scrum” dır. Diğer metodlara “Condon” ve “Lean”i örnek olarak verebiliriz. Bu metodlardan en kullanışlısı Scrum olduğu için şirketler scrum metodolojisini diğerlerine göre daha çok tercih etmekteler.
Çevik olmayan şirketler bir ürünü ortaya çıkarırken planlamaya çok önem verirler. En az 6 ay planlama üzerinde çalışılır, eyleme geç geçilir. Bunun en büyük mahsuru teknolojinin ve dolayısı ile müşteri ihtiyaçlarının hızla değişmesidir. Ürün ortaya çıktığı zaman müşteri artık o ürüne ihtiyaç duymuyor olabilir. Çevik bir şirket ise hemen eyleme geçmek ister çünkü 6 ay sonra nelerin değişeceğini öngöremeyebilir. Müşteri isteklerinin gün ve gün değiştiğini bilir. Günümüzde Kodak, Block Buster, Blackberry gibi bazı şirketler artık eskisi gibi tanınır değiller çünkü bu şirketler hızlı ve esnek yani çevik olamadıkları için, müşterinin ne istediğini bilemediler ve çağ dışı kaldılar.
Çevik şirketler:
- Ürünü kısa aralıklarla teslim eder,
- Sık sık market araştırması yapar,
- Müşteri isteklerindeki değişimi çok sık tesbit eder,
- Vizyon araştırması yapar.
Biraz da “Scrum” metodundan basit bir örnekle bahsedeyim. Diyelim ki 2022 yılı için yeni bir defter üretmeye karar verdiniz. Normal şartlarda defterin sayfa sayısı, rengi, boyutu, çizgili mi, çizgisiz mi ya da kareli mi olacağı, kapak dizaynı … vbg. herşeyi aynı anda tasarlıyordunuz. Uzun bir planlama aşaması oluyordu. Daha sonrasında ürününüz üretilir ve piyasaya sürülürdü. Müşteri ya beğenir yada beğenmezdi. Satışlara göre beğenip beğenmediğini anlardınız. Beğenilmediği zaman atık artışı, para kaybı, zaman kaybı yaşardınız. Şirket olarak çevik olmaya ve scrum metodunu uygulamaya karar verdiniz. Çalışanlarınızdan işinde uzman takım oluşturdunuz ve işi tamamen onlara teslim ettiniz. Scrum takımınız defterin önce sayfa sayısı ve büyüklüğü tasarlar ve çok az miktarda piyasaya sürer. Müşterilerle iletişime geçilerek geri bildirim alınır. Bu geribildirim doğrultusunda defterin büyüklüğü ve sayfa sayısı düzenlenir ve renkleri tasarlanır. Yine az bir üretim yapılır ve piyasaya sürülür. Müşterilerin tepkisine bakılır. Tekrar defter renkleri müşteri isteklerine göre düzenlenir ve diğer özellikleri tasarlanır. Yani her basamakta müşteri işin içine sokulur. Sonuçta da 2022 yılı için müşterinin istek ve ihtiyaçlarına uygun yeni dizayn defterler üretilerek piyasaya sunulur. Scrum metodu ile az atık, yüksek yaratıcılık ve müşteri için değerli bir ürünün piyasaya sürümü sağlanır. Tüm bunlar da “Return of investment” yani “Yatırımın geri dönüşümü” nü hızlandırır.
Bu örnekte de görüldüğü gibi dünün proje yönetim anlayışı bu gün ürün yönetimine dönüşmüştür.
Sonuç olarak çevik bir şirket:
- Her zaman ürün geliştirmede nerede olduğunu bilir,
- Ürün üzerindeki değişikliği daha hızlı ve kolay yapar,
- Yaratıcılığını geliştirir,
- Gereksiz ve beğenilmeyen işleri elimine eder,
- Daha fazla ürün piyasaya sürülür,
- Zaman, para, insan gücünden tasarruf eder.
- Çalışan motivasyonu ve bağlılığını sağlamış olur.
- Kazancı artar.
Tüm şirketlerin çevik olması ve bol kazanç elde etmesi dileği ile 2022 yılı ülkemize hayırlı ve uğurlu olsun
Dr. Sema Dal
SEMRİN İK EĞİTİM VE DANIŞMANLIK